Yeni bir yol hikayesi yazalım ... şöyle topladık valizleri atladık arabaya henüz gün ağarmamış ,kimseler trafiğe çıkmamışken, yol alıp İstanbul il sınırını geçelim .. Sabah yola çıkarken evde kahvaltı yapan var mı? Yoksa; şöyle hadi çıkalım! yol üzerinde güzel bir kahvaltı yaparız mı ? diyorsunuz.. yada şöyle bir tost yer gideriz poğaça vs … hangisi ? Ben açıkcası kahvaltının mutluluk verdiklerindenim hele şöyle pişili mişili :) … seyahate çıkarkende hiç evde yapmadan yol güzergahında güzel yerler keşfetmek ayrı bir keyif …
Yunanistan seyahatlerim çok sık oluyor, artık sadece gezmek için değil; arkadaşlarıma eşlik etmek için de Yunanistan seyahati yapmaya başladım . Gezi keyfi ve yemek keyfi bir arada olunca tadına doyulmuyor . Yolculuk ne ile başlıyor ? Tabiki kahvaltıyla . Sanıyorum herkes İstanbul’un trafiğine kalmamak için benim gibi erken çıkıyordur... ilk durak neresi desem Tekirdağ !! Benim Tekirdağ Malkara’da hem ortamı hem kahvaltısını sevdiğim bir mekan var; Eker Oba Çifliği .
En çok duyduğumuz söz diyebilirim “ çocuklarımıza doğal gıdaları nasıl temin edebiliriz “ … 1999 yılında bu hedefle yola çıkan bir aile. Dalından topladıkları meyve ve sebzeleri tüketme keyfini yaşarken bunu birde paylaşalım diye düşünerek 2015 yılında Eker Oba Çiftliği’ni kendi arazilerinde kuruyorlar .52.000 metre karelik bir alanda aynı zamanda istihdam yaratıyor ve geleneksel yöntemlere ürünleri üretip sofralarda güzel bir damak tadı bırakmayı hedefliyor. Hedeflerine ulaştıklarını da düşünüyorum doğrusu. Doğrugan satış dışında internet satışlarında da bu hedefe destek sağlıyorlar.
Gelelim kahvaltı mekanına geniş bir alana kurulmuş tek katlı bir mekan… içeri girdiğimde bana keyif veren varil soba, o sobada yanan odun ve alevin çıtırtısı, kahvaltı için üzerinde ekmek kızartıp mis gibi kaymak ve tereyağı ile tam köy kahvaltısı keyfini yaşıyorum. Duvarlar otantik dokuma görsellerle dolu camdan dışarı baktığımda içimi huzur kaplıyor. Oturup saatlerce seyredesim geliyor diyebilirim. Uçsuz bucaksız bir yeşilliğe ve kışın hafif kırağı düşmüş tarlaların sarı beyaz yansımalı halini izliyorum. Yeni doğan gün pırıl pırıl…. Kahvaltı gayet yeterli. “Peynir ve yeşillikler le servis edilen tabak zaten benim favorim yanınada sıcacık pişiler gelince bendeki serotonin dozu yükselmeye başlıyor . Aslında mutlu olmak çok zor değil diye düşünüyorum . Ufak bir soba çıtırtısı , üzerinde babaanne evi modunda ekmek kokusu çocukluğunun güzel hatıralarında büyülenmiş bir parpali.. ohooo ben çocukluğuma inip rüyalarda kalacağım nerdeyse.…
Kahvaltı detayına geçeyim hemen : Trakya beyaz peyniri, taze kaşar peyniri, tescilli trakya eski kaşarı, çeçil peyniri, tereyağ, bal, kaymak, salça, reçel, siyah zeytin, yeşil zeytin, ekşimilki biber, süt reçeli, tereyağlı yumurta, domates, salatalık, biber, yeşillik, köy ekmeği, manzara eşliğinde sınırsız çay, hamur işi (güne özel), yaprak sarması.“ Fiyatta bence gayet makul kişi başı 200 tl.. tabi takdir sizin. Ben her gittiğimde yanımda bir kaç kestane olsa şu soba üzerinde pişirsem, kızarmış ekmekle başlayan kahvaltı üstüne birde kestane kokusu bir final yapsam!.. diye düşünmüyor değilim ama henüz bu düşüncemi hayata geçiremedim .. Hayaller bir gün gerçekleşmek içindir . Bir gün mutlaka o keyfide yaşamaya kararlıyım . Belki siz benden önce davranır kahvaltıyı taçlandırırsınız :) .. kahvaltı favorim süt reçelini unutmayayım hele o “bulama” Trakya yöresine ait bir tür pekmez gibi bir lezzet köpük helva yiyor gibi hissediliyor denemeden geçmeyin derim…
Yunanistan yolu durakları serisi devam edecek … bir sonraki durakta görüşmek üzere …!
Yorum Yazın